Kayıtlar

Mayıs, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yaz tatili vibe'lı güzel gün

     Merhabaa günlük yazar gibi 2 günümün özetini geçicem çünkü güzeldi ve unutmak istemiyorum. Zaten unutmam herhalde.      Cuma günü terliklerimi giyip bisikletimle yakın arkadaşımın evine uçtum. Kahvaltı ettik ve üç, dört, beş saat okey oynadık. Sihirli sandalyede oturduğum sürece hep kazandım, güzeldi. Ama sonra yer değiştirdik ve oraya geçen kazandı hep. Sandalye gerçekten sihirliydi. Daha sonra kumpir yedik, oyalandık... Gece 00.30-01.00 civarı OmeTV ye girip saatlerce birileriyle sohbet ettik. Dayılar sağ olsun gözlerime hasar aldım. Beş gibi de güneşin doğuşunu izlemeye otobona gittik. Biraz ağaçların arasına çömdük biraz fotoğraf çekildik. Güneş iyice doğmuş oturuyorduk ki önümüzden karayolları birşeysi arabası geçti. İlk ne olduğunu anlamadık, donduk. Anladığımız anda bariyerden atlayıp yardırmaya başladık. Geliyorlar mıydı bilmiyorum ama arkama baktığımda araba durmuştu. Yardırarak boş üst katı olan eve gittik birazda orda güneşin doğuşunu -cips ve dondurmayla kahvaltı yapar

Aylarca bitmeyen kitap: Dava

      Yaklaşık 5 aydır Kafka- Dava kitabını okuyorum. Söylemek istediğim bazı şeyler var ve çok fazla olumlu yorum yapamayacağım. Öncelikle Kafka okuduysanız daha önce -ki çoğu kişi Dönüşüm'ü okumuştur- Franz Bey'in biraz karamsar, insanın ruhunu emen, hayattan soğutan tarzı olduğunu görmüşsünüzdür. Dava'dan önce Milena'ya Mektuplar ve Dönüşüm'ü okumuştum, bunlarda iç sıkan ama edebi, betimsel yanları olan kitaplardı; bir yerde sarıyordu yani. AMA DAVA ADLI İŞKENCE ALETİ.... Başta çok hevesle başladım ama bu hevesim daha 40. sayfada öldü. Burada baş karakter olan K. davasının olacağı yere gidiyor ama nereye gittiğini, nasıl bir yere gittiğini o kadar saçma anlatmış ki ancak kitabın sonlarına doğru  bir şeyleri oturtarak gözümde canlandırabildim. Yani kitaptaki betimler çok soyut ve gerçek gibi gelmiyor. Kalem diye bir mahkeme bölümü var mesela, (bölüm dediğim departman olarak) her evin çatı katında olduğu yazıyor, hatta mahkeme günleri dışında orada insanlar yaşıyor

Vincent'in Yıldızları

Resim
      Bugün yıldızlara olan hayranlığım sebebiyle Yıldızlı Gece tablosuna aşık olduğum ressam, Vincent Van Gogh ile ilgili konuşacağım. Her büyük sanatçı gibi onun da sefil bir hayatı vardı. Aslında ailesi orta ekonomik düzeyde olsa da babası çok katı biriydi ve 12 yaşındayken Vincet'i yatılı okula göndermeye karar vermişti. Burada yalnız ve mutsuz olan Vincent bence gelecekteki sorunlarının temelini de bu okulda attı. Vincent çocukluğundan beri resme ilgi duymuştu ama çok başarılı eserleri olmadığı gibi insanlar çizimlerinin karamsar olduğunu düşünmüştü. Sonra 20 yaşlarında Londra'da resimle ilgili çalışmalar yaptı, bu dönem hayatındaki en mutlu olduğu dönemdi. Ancak maalesef bu dönemlerde sevdiği kadının başka bir adamla nişanlandığını öğrenince tekrar karamsar kişiliğine dönmüş hatta rahiplik yapmaya karar vermiş ancak bunu da beceremeyince ailesi ondan utanç duymaya başlamış. Bu şartlarda kim olsa işe yaramaz ve depresif hisseder tabii. Hatta babası ona tımarhaneye yatmasın